Airan Berg ile iKEDi Söyleşisi
bugunbugece.com sitesinin iKEDi artistik direktörü Airan Berg ile yaptığı söyleşi…
iKEDi, sanatla insanları bir araya getiren gerçekten de güzel bir proje. Şimdiye kadar bu projede neler yaşadınız? Proje beklentilerinizi karşıladı mı?
iKEDi 2010 yılında İstanbul sokaklarına ilk çıktığında, insanların verdiği tepkiler, farklı toplumsal arkaplanlardan gelen, farklı yaşlardaki insanlarda yarattığı neşe, bu telaşlı ve gürültülü şehirde yarattığı sakin ve yoğun atmosfer, beni şaşkına çevirmişti. Proje beklentilerimin çok ötesine geçti. Bana “hiçbir Türkiyeli erkek gidip de sokakta kukla yapmaz,” demişlerdi. Ancak en sonunda yüzlerce Türkiyeli erkek bu projede yer aldı.
Göründüğü kadarıyla bu yıl atölyeler daha bile kalabalık gibi. Bu yüzden de, maalesef, atölyelerin bitiş saatinde gelenleri alamıyoruz.
Çok sayıda kişi, farklı mahallelerdeki farklı atölyelere katılıyor. Projeyi şehir boyunca takip ediyorlar. Bu şahane bir şey. Yaratıcılığın hayatlarımızda ne kadar önemli bir rol oynayabileceğini, insanların ona ne kadar aç olduklarını gösteriyor.
Gelecek yıllarda da iKEDi projesini İstanbul’da görmeye devam edecek miyiz? Proje büyüyecek mi? Bu konudaki planlarınız nedir?
Bu projenin devam etmesi, beni çok heyecanlandırır. iKEDi 2011 yılında çok sayıda okulu ziyaret etti, bu çok önemliydi. Maalesef bu finansmanla ilgili bir mesele. Projeyi hem okullarda hem de kamusal alanda devam ettirebilmek için bazı sponsorların desteğini almak harika olurdu.
Atölyeler esnasında tuhaf veya ilginç olaylar yaşandı mı? Sizi şaşırtan herhangi bir şey oldu mu? Bunları bizimle paylaşabilir misiniz?
Çok sayıda insan bir araya gelip bize katıldığı için her atölye sürprizlerle dolu. Yaratıkların inşa edildiği, hareket eğitmenlerinin insanlara kuklaları hareket ettirmeyi öğrettikleri anları özellikle seviyorum. İnşa ettikleri yaratıkların ne kadar güzel hareket ettiklerini fark ettikleri anlardan bahsediyorum. İster genç ister yaşlı olsunlar, insanların gülümseyişleri ve gözlerindeki ifade çok özel ve de dokunaklı. Kuklasını hareket ettiren, hayrete düşmüş bir hanımefendinin sözleri her şeyi özetliyor: “Bunu kendi ellerimle yaptım.”
Atölyelere katılan insanlardan ne tür tepkiler aldınız?
Tepkiler inanılmaz derecede olumluydu. İnsanlar yaratıcılıkları ve oyuncu yanlarını yeniden keşfetme şansının kendilerine verilmesinden minnettarlar. Ayrıca hepsi bu projenin mesajını anlıyor: biz İstanbullular, bu heyecan verici metropolün sokaklarını, gökyüzünü ve denizlerini mesken edinmiş hayvanlarla birlikte yaşıyoruz. Projemiz bu saygıyı anlatıyor; bir deneyimi paylaşmaya, birlikte çalışmaya odaklanıyor.
Atölyeler için İstanbul’un farklı bölgelerine gidiyorsunuz. İstanbul’da yaşayan insanların iKEDi’ye benzer tepkiler verdiklerini düşünüyor musunuz, yoksa gittiğiniz yere bağlı olarak tepkiler değişiyor mu? Bu konu hakkındaki gözlemleriniz nedir?
Atölyeler her zaman atölyenin yapıldığı bölgeye bağlı olarak değişiklik gösterir. Bazı bölgelerde atölyelere oradan tesadüfen geçmekte olan turistler katılıyor, bu da turistlerin oranın halkıyla iletişim kurabilmelerini sağlıyor. İş merkezinden uzak yerleşim bölgelerinde, aileleriyle atölyeye katılan farklı kuşaktan insanlar görüyoruz, bu da olağanüstü bir atmosfer yaratıyor. Dolapdere’deki son atölyemizde çocuklar ve gençlerden çoğunun günlerini sokakta yalnız geçirdiklerini gördük, atölyelere tek başlarına katılıyorlardı.
Bir söyleşinizde iKEDi’nin ilham kaynağının İstanbul’un kendisi olduğunu söylemiştiniz. İstanbul’un sizin için önemi nedir? Ve neden?
Burası enerjik bir şehir, seslerle, insanlarla, farklı canlılarla dolu. Farklı mahallelere gitmek için insanın uzun mesafeler kat etmesi gerekiyor. Mesafeler, projenin devingenliğine ilham verdi. İstanbul’un hayvanları, yaptığımız yaratıklara ilham verdi. Ben bu kaos içinde yoğun, yaratıcı bölgeler yaratabilir miyiz görmek istedim; insanların kendileriyle ve çevresindeki insanlarla yoğun bir saat geçirebilecekleri, kendi potansiyelleriyle bağlantı kurabilecekleri bir alan yaratabilecek miydik? Bu proje benim şehre ve onun insanlarına aşk ilanımdır.