Ayşe Draz
Anne Teresa de Keersmaeker’in dört bölümden oluşan Fases koreografisinde, bedenin büyük bir titizlikle gerçekleştirdiği tekrar içinde mekanik-leşmesini izleriz adeta. Ancak bunu mekanikleşmekten çok mekanikleş-ebilmek olarak tanımlamak daha doğru olacaktır belki de. Chaplin’in insan bedeninin makinelerin bir uzantısı kılınışıyla mekanikleşmesini konu alan “Modern Zamanlar”ın aksine dansçılar, kendi bedenlerini, bazen gündelik olarak nitelendirilebilecek basit hareketlerin zorlayıcı, hata kabul etmeyen bir hareket ve zamanlama matematiğinin tekrarı içinde mekanikleşme sürecini göstermektedirler. Bu noktada altı çizilmesi gereken önemli unsur, merkeze, koreografın incelikli tasarımı ile dansçı/insan bedenin yapabilirliğinin alınmış olmasıdır. Ön plana çıkarılan diğer önemli bir nokta ise tekrar ve tekrarın kullanımıyla yaratılan süreçtir. İnsan sesi kayıtlarını kompozisyonlarında sık sık malzemesi olarak kullanan Steve Reich, koreografinin ikinci bölümüne eşlik eden Come Out (Çık dışarı) bestesinde de insan sesinin tekrarı ile adeta mekanikleşmiş işitsel bir süreç kurgular bizim için. Önemli bir fark vardır ancak burada; makinelerin insan bedenine dayattığı bir tekrarın değil kendi malzemesini tekrar aracılığıyla kendi tasarımı doğrultusunda dönüştüren insanın yarattığı mekanikleşme etkisidir söz konusu olan. Read more