Skip to content

Posts from the ‘Meral Harmancı’ Category

Sello Pesa, Vaughn Sadie – Inhabitant

Meral Harmancı Turunçoğlu

Güney Afrikalı koreograf ve dansçı Sello Pesa ve aynı zamanda güncel sanatçı olan ışık tasarımcısı Vaughn Sadie’nin  Johannesburg kentinden yola çıkarak gerçekleştirdikleri Inhabitant adlı projeleri Bimeras tarafından bu yıl 5.si düzenlenen iDANS Festivali’nin en önemli projesi oldu. Kritik Çaba adı altında bir araya gelen ve festival süresince gerçekleşen tüm performansları izleyerek değerlendiren eleştirmenlerden de tam not alarak 2011 Türkiye Ödülü’ne layık görüldü. Read more

Allege Üstüne

Meral Turunçoğlu

Clément Layes’in Allege ismini verdiği performansı 19 Ekim akşamı MSGSÜ Şebnem Selışık Aksan Sahnesi’nde gerçekleşti. Üç yıl boyunca Lyon’da profesyonel sirk okuluna giden Clément Layes, daha sonra Dans ve Müzik Milli Konservatuarı’nda dans eğitimi almış olduğundan, bu iki farklı eğitim geçmişinden de beslenmekte. Layes performansıyla hem bir sirk cambazı yeteneğine, hem de bir sanatçı yaratıcılığına ve zekâsına sahip olduğunu gösteriyor. Read more

SATILIK DANS

Meral Harmancı

İstanbul geçtiğimiz günlerde Grupo Oito’nun Dance For Sale adlı işleriyle renklendi. Soğuk geçen Ekim ayının 14, 15 ve  16. günlerinde İstanbulluları danslarıyla ısıtan grubun performansları oldukça ilginç. Kadıköy İskele Meydanı, Sultanahmet Meydanı ve Bebek Parkı’nda icra edilen performanslar temel olarak dansın bir tüketim nesnesi olarak düşünülüp düşünülemeyeceği sorunsalı üzerinden bir denemeye girişerek işe başlamış. Performansın iki ana bölümü var. Birinci bölüm kamusal alanda herkese açık olarak icra edilen bir dansı kapsarken; ikinci bölüm,  ücretleri izleyicisi tarafından belirlenen, ancak mutlaka satın alınarak izlenebilen kısa kısa performanslardan oluşmakta. Bu kısa performanslar için ise bir menü hazırlanmış. Böylece izleyiciler menüden izlemek istedikleri performansı seçip ücretini ödeyerek günlük yaşamlarında sanatsal bir tüketim nesnesini de deneyimleme imkânı buluyorlar.

Read more

ÇOK Üstüne…

Meral Harmancı

Garajistanbul, geçtiğimiz haftasonu oldukça farklı bir performansa ev sahipliği yaptı. Cumartesi akşamı İngilizce, pazar akşamı ise Türkçe olarak sahne alan performans iliginç bir içeriğe sahip. Dansçı, kareograf ve eğitmen olarak çalışmalarını sürdüren Ayşe Orhon’un tek başına üstesinden geldiği bu iş geniş sanatçı desteğiyle de yalnız bırakılmamış. Serap Meriç, Filiz Sızanlı, Özlem Alkış, Emre Olcay, Ayrin Ersöz, Devrim Kadirbeyoğlu yaratıma katılan sanatçılar olarak performansın gerçekleşmesine katkıda bulunurlarken, Oda Projesi de kolektif olarak bu desteği sunmaktan geri durmamış. Performansta emeği geçen diğer kişiler ise yine sanat dünyasının çok önemli isimlerinden oluşmaktalar. Read more

William, Kentridge, Üçüzü Ve Ötesi…

Meral Harmanci Turunçoğlu

Bu yıl beşincisi düzenlenen iDANS festivali kapsamında, 6 Ekim akşamı, Garajistanbul sahnesinde, William Kentridge’in I Am Not Me The Horse Is Not Mine adlı performansı sahne aldı. Gogol’un “Burun” adlı kısa öyküsünden yola çıkılarak oluşturulan oyun, bir taraftan hikaye anlatımını gerçekleştirirken, diğer bir taraftan metinlerarasılığın sahne üzerinde nasıl görünür kılınabileceğini ispat ediyor. Bu süreç gerçekleşirken de William Kentridge’e ait buluşlar sanatçının yaratıcı dünyasına tanıklık edilmesine yardımcı oluyor.

Performans Kentridge’in sahne üzerinde elindeki dosyadan hikayeyi okumaya başlamasıyla açılıyor. Hikaye kendi bedenini terk eden bir burun üzerinden hem benlik bölünmesi ve kişiliğin çoklu yapısına göndermede bulunuyor, hem de korku toplumunun insanı nasıl kendine yabacılaştırdığına dair ironik bir gerçeğin altını çiziyor. Böylece metinsel düzlemde çoklu bir anlamlar dizgesine ulaşılıyor.  Ayrıca hikayenin başlı başına hem eğlendirici hem düşündürücü öğeler içeriyor olması ve Kentridge’in kendi yorumlarıyla, metinsel düzlemin renklenmesi ve düşündürücü bir zemine dönüşmesi de sağlanıyor. Read more

Anne Teresa De Keersmaeker – Rosas

Meral Harmancı Turunçoğlu

Anne Teresa De Keersmaeker’in Amerikalı minimalist müzisyen Steve Reich’in Fase adlı dört kompozisyonu üzerine şekillendirdiği  dans performansının bütünü itibari ile ilham verici olduğunu söylemek gerekmektedir. Öncelikle performansın bütününde seçilen hareketlerin temelde gündelik yaşamdan seçilmiş olması önemlidir. Performansın bütününde hem hareketlerdeki miminimalist tutum, hem de dansçıların mimiksiz yüzleri; izleyicinin performansı duygularıyla değil, aklıyla takip etmesini sağlıyor. Bu durum ise izleyenin fazlasıyla dışarıda kalmasını beraberinde getiren ve zaman zaman izleyicinin sahnede olup bitenden uzaklaşmasına sebep olan bir probleme dönüşebilecekken; seçilen hareketlerin abartıdan uzak ve gündeliğe yakın bir yorumla icra edilmesi ise bu problemin önüne geçmektedir. Hareketler abartıdan uzak olduğu için gündelik yaşamla uyumu bir görünüme kavuşmakta böylece de izleyiciye daha tanıdık gelen bir süreç gerçekleşmektedir. Diğer bir deyişle izleyici performansı aklıyla takip etse de, çok da yabancılık çekmemektedir. Read more