Skip to content

deufert +plischke

Neşe Ceren Tosun

Thomas Plischke ve Kattrin Deufert 2001 yılından bu yana birlikte yürüttükleri fotoğraf, video, metin ve performans çalışmalarını deufert + plischke ismi ile imzalıyorlar. Disiplinlerarası çalışmaları ve medya kullanımları ile öne çıkan çift, eserlerinde çokça yararlandıkları fiziksel benzerliklerinin yanı sıra, yaklaşımları arasındaki benzerliği özetlercesine birbirlerini ‘biyolojik olmayan ikizleri’ olarak tanımlıyorlar. Travma, tecavüz, cinsiyet değişikliği, toplumsal cinsiyet, , melankoli, ensest gibi konularda daha önce çalışmalar yapan çiftin “Europe Endless” ve “Songs of Love and War” adlı işlerinde kullanacakları kısa filmleri de hafıza olarak beden-toplumsal beden-özel ve kamusal beden üzerine düşsel görüntüler ve şiirsel metinler eşliğinde düşündürtüyor.

deufert + plischke Romanyalı sürrealist Gherasim Luca’nın metinlerinden esinlenerek gerçekleştirdikleri Eporue (l’anti-toi-2004), Mine (2006) ve Zuhause (2007) video çalışmalarında birbiriyle direkt bir bağ kuramadığımız imajlar kimi zaman sessizlikte kimi zaman sert bir müzik eşliğinde, çoğu zaman tekrarlanarak sıralanıyor. Görüntülerin ya da seslerin arasına sızan metin ve imajlar arasında da doğrudan bir ilişki kurulamıyor olması, izleyici olarak algımızı zorluyor. Ancak tam da rasyonel algılarımızla oynamak çabası içinde deufert+plischke, baş ve son arayan zihinlerimize dur ve dinle diyor. Bırak resimler bir rüyadaymışcasına aksın ve gözünü kapadığında sesler, kelimeler, tekrar tekar çınlasın kulaklarında… Çünkü başka şeyleri algılıyor olabilirdik pekala… Her şey başka türlü olabilirdi. Bedenin başka türlü olabilirdi. Ve hatırladıkların…

Eporue (l’anti-toi), bir düşle başlıyor. Bir Avrupa düşü ile. Şiddetin olmadığı, yaşamla anılan bir Avrupa düşü. Tek ve bir Avrupa hiç olmadı oysa ki. Biz tek değildik, koşarken en az bir tane daha vardı bizden, bizi takip eden. Yolun kenarında yatan neden durmuş? Ölmüş mü? Neden yanından geçip gittik? Görmedik. Bilmedik. “Boşlukta bir yaşam için, yaşamın içinde bir yaşam için…” Pour une vie dans le vide, pour une vie dans la vie… Avrupa düşündü bunları, biz Avrupa’da düşündük. Suyun içinde başlayan görüntüler suyun içinde bitiyor. Aslında hiçbir şey bitmiyor, kelimeler yineleniyor. Bir tepenin eteğinde çimler üzerinde beyaz atlet ve çoraplarıyla zıplayan bedenler… Olmayan bir trampolin. Daha yukarısı yok, şimdilik…
Deufert + plischke ekranda yanyana yürüyor, sırtlarını görüyoruz. Aynı anda, aynı çıplak sırt ve aynı kırmızı çorapla merdivenlerden inerken onlar ikiye ayrılmış ekranda, biz hissediyoruz ayrı gözüken hikâyelerin birbirine ne kadar paralel, birbirine ne kadar özdeş olduğunu. Bir birlik hikâyesi anlatan Avrupa bölüyor, ayırıyor. Hâlbuki kahramanlarımızın hem sırtları aynı, hem çorapları, hem de güzergâhları. Politik olan bireysel olana değiyor; rüyadan çıkınca imge, incelikle kimlik politikalarına kadar uzuyor.

Mine bir yolculuk. Yeni bir yaşam formunun arayışı. Bu bedenden, bu kelimelerden, bu yüzden kurtulmak için, belki de bir intihar gerekli. Başka boyutlar, başka nefes alma biçimleri ararken, herşey yeni baştan keşfedilmeli. Biz keşfedemiyoruz. Tekrar ediyoruz pek çok şeyi, bu yüzden aynı gemiler geçiyor, bu yüzden aynı su akıyor. Defalarca… Biz yaptığımız yüzleri siliyor, yeni baştan yapıyoruz. Aynılarını yapıyoruz. Oysa tüm inançlardan, tüm ikna olduklarımızdan, tüm bildiklerimizden vazgeçebilme cesareti istiyor devam edebilmek. “Yer-leşik hayattan suya geçişte yeni bir solunum sistemi icat edilmeli.” Yeni bir yaşam formu, yeni bir beden için önce ögrendiklerimizi unutmak gerekli. Beden, toplumsallığını bıraktığı noktada yeni bir toplum için kolları sıvayabilir ancak.

Oysa hafıza var. Zuhause, hafızanın bizimle oyunu. Kimi zaman güvercin kanadında, kimi zaman bir çorabın dokusunda. Yerde yatan beden çimlerin üzerinde mi yatıyordu yoksa bir çam ormanında mı? Çorabın altı kahverengi, çam ormanı olmalı. Dünyanın sonu mu bu? Unutmaya başladığımızda, dünyanın sonu mu olacak? Yeni bir dünya için unutmak zorunda değil miyiz? Parça parça hafızama kazınanlar, sonra benim yarattığım bir bütün mü oluyor? Yoksa o bütünü daha önceden birileri yarattı da ben sadece yaratılageleni yeniden mi kurguluyorum?

deufert + plischke, bu üç video çalışmalarında esinlendikleri sürrealist Luca’yı da metinleri ile çağırarak, toplumsal bedene hem siyasi hem bireysel bir hafıza ürünü olarak bakıyor. Çoğu zaman rasyonel bir algı ile anlamlandırmaya çalıştığımız imge ve deneyimlerin altında şüphesiz başka korkular, arzular yatıyor. Parçalardan her seferinde özel ve kamusalın sınırında yeniden oluşturduklarımız, bedene yazılıyor, bedenle yazılıyor. Yaşayan ve ölen, yeni bir yaşam formu arayan yine beden. Bu bedenin en etkili anlamlandırma aracı hafızası. Büyük bir ödül ve aynı zamanda ceza hafıza. Bedenin hafızasından düşsel kesitler sundukları bu videolara bedenlerinin eş zamanlı varlığı ile ekleyecekleri yeni anlamlar/anlatımlar olacak Europe Endless ve Songs of Love and War.

No comments yet

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Twitter picture

You are commenting using your Twitter account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s

%d bloggers like this: