Skip to content

Rosas’ın Fase, Steve Reich’ın Müziğine Dört Hareket’ine Dair Bir Değerlendirme

Funda Özokçu

Belçikalı sanatçı Anne Teresa De Keersmaker’in 1982 yılında henüz 22 yaşındayken öncü minimalist müzisyen Steve Reich’ın dört kompozisyonu üzerine yazdığı bütünlüklü dört dans parçasından oluşan Fase; avant-garde özellikleriyle hem çağdaş dans dünyasının izleyeceği seyri işaret etmesi hem de 60’larda farklı koreografi ve gösteri anlayışlarıyla çığır açan Amerikalı sanatçılar Yvonne Rainer ve Lucinda Childs gibi öncüllerle bağlantı kurduğu güçlü bir hareket dili oluşturması ile anılıyor.

Reich’ın piyano, keman gibi klasik müzik aletlerinden alkış seslerine ve polis kayıtlardan alınmış bir cümle parçasının farklı aralıklarla tekrarına kadar çeşitlenen müzik dili dağarcığındaki esneklik, De Keersmaker’ın hareket dağarcığında da ortaya çıkıyor. (Söz konusu kayıtlar, siyahi bir gencin polis tarafından vurulması üzerine 1964’de New York’da çıkan isyanlar sırasında suçsuz yere cinayetten yargılanan siyahi bir gencin sorgusundan alınmış.) Dans dili hemen hemen yalnız sıradan hareketlerden ibaret olan Fase‘de ve De Keersmaker’ın diğer işlerinde beliren belli başlı özellikler var: İcracının “kadın olma”sından ileri geliyormuş gibi duran doğal “feminen” davranış şekilleri ve bunun doğurduğu kadınlık bilinci; özellikle dans filmlerinde kullanılan sınai mekanlarla sade ve zaman zaman unisex kostümlerin getirdiği klasik modernizm çağrışımları gibi.

Sanat eğitimine küçük yaşta müzikle başlayan De Keersmaker, ilk koreografilerinden bugüne kadar heyecan verici bir değişim göstermiş. Ancak müzik, film, heykel gibi başka dallarla kurduğu ilişkilerde; bu sanatlara koreografisine eklemlenen unsurlar değil, dansın çekirdeğini oluşturan ve hatta zaman zaman onu teslim alan araçlar olarak yaklaşmaya da devam etmiş. Nitekim Fase(Faz/Evre)’deki döngüsel hareket dizgeleri, baştan sona büyük bir titizlikle Reich’ın müziğindeki evrelerin matematiğini takip eder. Hareket izleği sayısal ve mekanik bir mantığa dayanmasına rağmen, “Violin Phase”de (Keman Bölümü) olduğu gibi doğal ritüelleri andıracak kadar dairesel bir motifle sonlanabilir. Fase‘yi New York’a ilk ziyaretinde oluşturmaya başlayan De Keersmaker; modernist tablolara öykünen sahnelerden, dans filmlerinde dansçıların doğayla bütünleşmiş bir havada yarı çıplak bir şekilde koşturduğu orman çekimlerine kadar çeşitli mekan tasarımlarını kullanmaktan kaçınmaz. Kadınsı ve mekanik, modernist ve postmodernist gibi görünürde çelişkili sıfatlara haizdir. Bunların hepsi De Keersmaker’ın, deyim yerindeyse, soyut hareket tiyatrosunun temeline yerleştirdiği entelektüel irade ve her perdede dalgalanabilen basitlik sayesinde mümkün görünüyor.

De Keersmaker, bir düşünür-koreograf olarak “Teori olmadan pratik yoktur, pratik olmadan da teori olmaz. Bu açıdan Marksistim.”1 ve “Dans aracılığıyla en soyut düşünceleri somutlaştıra/bedenleyebiliriz.”2 demişti. Gerçekten matematik dizgeleri kadar somutlaşmasına izin verilen ve dans aracını başka araçlarla araçsallaştırmaya yönelik koreografisine rağmen, Fase’de ritüele varan döngüsel bir bedenlemeye tanık olduğumuzu öne sürsek? Koreografi; somut başlangıç noktalarına dair bir hayli ipucu verdiği gibi, dans ve hareketin doğası ve geleceği üzerine de soru sorduruyor. Öğrencilerinin özgünlüğüyle nam salmış yenilikçi çağdaş dans okulu P.A.R.T.S.’ın kurucusu olan De Keersmaker, eğitmen/koreograf kimliğiyle de yaptığı işlere tutarlı bir boyut kazandırmaya devam ediyor.

1https://idansfestivalblog.wordpress.com/2011/09/26/deneyimi-paylasmak-sharing-experience-rudi-laermansin-anne-teresa-de-keersmaeker-ile-soylesisi%e2%80%93/

2http://www.rosas.be/en/news/anne-teresa-de-keersmaeker-writes-international-dance-day-message

No comments yet

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s

%d bloggers like this: