Toshiki Okada ile Üç Metrelik Menzilde Hayat…

Ceren Can Aydın
Bu sene iki seri halinde organize edilen 6. iDANS Festivali’nin Ekim 2012 programının son gösterisi 23 Ekim’de garajistanbul’da sergilenecek olan Hot Pepper, Air Conditioner and the Farewell Speech (Acı Biber, Klima ve Veda Konuşması) adlı tiyatro oyunu.
Hot Pepper, Air Conditioner and the Farewell Speech‘in yazarı ve yönetmeni, 1973 doğumlu Toshiki Okada’nın 1997’de kurduğu tiyatro topluluğunun adı ‘Chelfitsch’. Bu sözcük, ‘bencil ve çocukça’ anlamına gelen İngilizce ‘selfish’ ve childish’ sözcüklerinin birleştirilip çocuk konuşması gibi deforme edilmesi ile bulunmuş. Oyun, isminin de hissettirdiği üzere, üç parçalı olarak kurgulanmış ve bir şirketin altı çalışanı üzerinden, hayata dair ana motivasyonu bencillik olan bir kuşağın gülünçlüğünü konu ediniyor.
Yönetmen Okada, Performing Arts Network Japan’a* verdiği röportajda kendisinin de mensubu olduğu bu insanları “her şeyi sadece üç metrelik bir menzil içinde betimleyen bir kuşak” olarak tarif ediyor. Dünyanın neredeyse tüm metropollerinde birbirlerine fiziki olarak handiyse üç metre mesafede yaşamaya mecbur bırakılan bu insanlar, içinde bulundukları hercümercin ortasında az ya da çok ilgi görmek, dikkate alınmak için adeta çocukça çırpınırlarken aralarındaki toplumsal, duygusal mesafe de gittikçe açılıyor.
Tiyatro oyunları dışında romanlar da yazan yönetmen Okada, bu üç metrelik alana sıkışan hayatların yarattığı ‘dil’ ve o ‘dil’i koşullayan her türlü bağlam ve araçla son derece ilgili. Sanatçı, hemen hepimize sirayet eden toplumsal bir histerinin yansıması olarak ‘konuşma dili’ni, bu dilin nasıl bir ilişkisellik inşa ettiğini mercek altına almış. Öte yandan ona göre, tiyatronun amacı seyircisinde bilmediği yaşam biçimlerinin nasıl şeyler olduğu ile ilgili duygular yaratmak, seyirciyi bu duygulara gebe bırakabilmek, daha da doğrusu seyirciyle dramanın devingen hissiyatını paylaşmak. Dolayısıyla Japonya’ya özgü konuları farklı kültürel altyapılardan seyircinin önünde sergilediğinde alacağı reaksiyonun, eserin seyircide yaratacağı değişimin rejisörlüğünde temel anlayışı olduğunu ifade ediyor. Oyuncu performanslarının neredeyse dans olan fizikselliği, sözel metnin tekrara dayalı motifler olarak kurgulanışı bu temel anlayışa hizmet ediyor.
Okada’nın söz konusu yaklaşımı son derece kendine has bir rejisörlük dili oluşturmasını sağlamış. Hedefi fikirden ziyade duygu olan bu özel dil sayesinde, Japonca oynanacak oyun, bu lisanı bilmeyen insanlara rahatllıkla derdini anlatabilecek yeterlilikte. Oyunda Türkçe altyazı olacak, ancak altyazı olmasa bile Hot Pepper, Air Conditioner and the Fairwell Speech, monologların duygusuyla temel ilgisi ‘ilişkisizlik’ olan, kıkır kikir devinen bedenleri, Tomomi Ohira’nın başarılı ışık tasarımı ve Norimasa Us Hikawa’nın müziğinin yarattığı birbirinden farklı atmosfer ve mekan sayesinde yönetmenin hedefini tutturan bir oyun.
* Mart, 2010 tarihinde yapılmış röportajın tümüne
http://www.performingarts.jp/E/art_interview/1003/3.html adresinden ulaşılabilir.