Ong Keng Sen / The Continuum: Beyond The Killing Fields
Beliz Demircioğlu Cihandide
“The Continuum: Beyond The Killing Fields” olayları, tarihleri ve yerleri hatırlamakta zorlanan fakat Kamboçya’ya ait klasik saray dans ve şarkılarını hiç unutmayan 76 yaşındaki Em Theay’ın gerçek hikâyesi üzerine kurgulanmış bir eser.
Hem belgesel hem de deneysel bir performans olarak sahneye konulan işte yönetmen Ong Keng Sen, 1975-1979 yılları arasında Pol Pot yönetimindeki Kamboçya Komünist hareketi (Khmer Rouge olarak bilinen) sırasında yaşanan zorunlu çalışma, açlığa mahkûm edilme, işkence ve idam dönemini ele alıyor. Ölü sayısının yaklaşık 1,5 milyonu bulduğu, eski rejim ve sarayla ilişkisi olan herkesin öldürülecek bir hedef olarak görüldüğü dönemde çok sayıda sanatçı da hayatını kaybediyor. Gösteri sanatları ile uğraşan sanatçıların saray ile olan direkt bağlantıları nedeniyle sadece %10’unun hayatta kaldığı tahmin ediliyor. Bu %10’unun içerisinde bulunan Em Theay’in hikâyesini ve danslarını, nefesini hissedebilecek kadar yakın bir mesafede dinleyip, onun geçmişi ve şimdisiyle aynı mekânda bulunmak seyirciyi sanki bedeniyle beraber başka zamanlar arası bir yolculuğa çıkarıyor.
Em Theay ve diğer karakterler hikâyelerini kendi dillerinden anlatırken, seslerine ve konuşma biçimlerine oturmuş olan apayrı bir kültür ve kişiliği yansıtıyorlar. Bu kültürün yansıması dans sahneleri, Kamboçya’da çekilmiş yolculuk, söyleşi ve hikâyeyi tamamlayan videolar ile derinleşiyor. Dansın bir parçası olan kuklanın yapım aşamasının videosu ile bitmiş halini kullanarak yapılan dansın aynı anda sahnede yer alması ise kurguya başka bir boyut kazandırıyor.
Bir zamanlar kendisinden “Çoklu Gerçeklikler: Uluslararası Sanatta Retoriğin Kabuğunu Soymak” adlı dersi aldığım yönetmen Ong Keng Sen Asya kişiliği, tarih, sanat ve dünü bugün ile birleştirmek üzerine olan ilgisini bu işinde de disiplinler arası bir kurgu ile inceliyor. Projeksiyonda görülen belgesel niteliğindeki çekimler, Em Theay ve diğer karakterlerin sahne üzerinde paylaştıkları kişisel ve dramatik öyküler ile dans sahneleri birleşerek bir belgesel performans ortaya koyuyor.