Skip to content

Dans-Ayran: Grupo Oito’nun Satılık Dansı

Ekin Tokel                                     

Group Oito’nun Dance for Sale (Satılık Dans) performansı 5. idans kapsamında 14, 15, 16 Ekim tarihlerinde Kadıköy Rıhtım, Sultanahmet Meydanı ve Bebek Parkı’nda günde üçer kez “tezgahlandı”. Berlin merkezli grup, bu kamusal alan performansında yerel dansçılarla beraber çalıştı.

14 Ekim’de öğleden önce, Kadıköy’deki Karaköy İskelesi önünde kurulu beyaz bir çadırın önünde dansçıların doğaçlamaya dönüşen ısınmasıyla başlayan performans, yağmura ve soğuğa karşın etrafında bir izleyici kalabalığı yaratmayı başardı. Ürünlerini böylece piyasaya arz eden dansçıları, ellerinde 20 danslık menüleriyle şaşkın seyircilerin arasında gezinerek açıklama yapıp, çadırda yapılacak kısa özel gösterimleri satmaya çalışan satıcılar takip etti. Bu açıklamalarda seyirci başına 2TL gibi bir rakam telaffuz edilse de hem ödenecek miktarın yine de alıcıya bırakılması hem de izleyici sayısının her satış için değişmesi dansların maddi değerini bulanıklaştırırken; aslında dansı değişim değeri ön plana çıkan bir tüketim nesnesi olarak konumlandırmayı başarıyordu

. Performans sırasında müzik aralarında İngilizce olarak yapılan Almanya’daki sanat fonlarının çarçur edilmesi ve bağımsız sanatçılara verilen fonların kesilmesine dair anons, -en azından anonsu anlayabilenler için-bağımsız kalabilmek ve yaratımın sürdürülebilirliği sorularını düşündürerek bu değişim değerinin oradaki dansçılar için hayati önemine vurgu yapmış oluyordu bir yandan da. Seyirci içinse sıradan ve olağandışını bir araya getiren bu alışveriş mecrası; tüketilebilirlik, değişim değeri ve tüketim tercihleri üstüne kafa yormak için bir kapı açmış oluyordu. Ayrıca çadırdaki özel gösterimlerin seyircinin talebi doğrultusunda gerçekleşmesi, seyircinin sorumlusu ve yönlendiricisi olduğu sanatsal üretimdeki aktif pozisyonuna dikkat çekiyordu.

Performansın büyük bir kısmını oluşturan öğe ise, o gün o gösterimde seyircinin gösteriyle ilişkilenme biçiminde ortaya çıkıyordu. Çeşitli toplu taşım araçlarının odaklandığı, Kadıköy’ün böyle bir geçiş alanında durup izleme fırsatı olanların sayısı ve çeşitliliği oldukça ilgi çekiciydi. Ancak izleyici grubunun etrafını sardığı performansla arasına giren geniş mesafe, izleyiciler arasında dansçıların yabancı olduğu düşüncesiyle gelen rahatlama ve yerel dansçıların varlığının yarattığı şaşkınlığa dair diyaloglarla beraber düşünüldüğünde durumun ne kadar “yabancı”landığının fiziksel bir gösterimiydi. Doğaçlamayı dansçıların “ne yaptıklarını bilmediklerine” yoran ve hareketleri ‘kendilerinin de yapabileceği’ kadar basit bulan yorumlar, izleyici arasında dansın ölçütleri ve değerine dair ilginç örnekler oluşturuyordu. Performansın daha ilk dakikalarında dansçılarla beraber ısınmaya katılıp, doğaçlama bölümüne de bir süre eşlik eden bir izleyicinin ilk alıcı grubunda bulunması, mesafeyi kıran bir ilişkilenmeyle talep arasında doğru orantılı bir ilişki kuruyordu.

Performansın belki de en ilginç öğesiyse, seyircilerin dansçılara en yakın olduğu bölümündeki bir yükseltiye konumlanıp, bir kutu ayranı dansçılara koşut bir biçimde seyircilere uzatan sessiz satıcıydı. Pazar yeri, ürünlerin niteliği, piyasa değeri ve benzeri türlü çağrışımlara kapı açan bu görüntü performansın hem anlaşılırlığına hem de anlamına büyük bir katkı sağlıyordu.

No comments yet

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s

%d bloggers like this: