Ekin Tokel
Portekizli tiyatro topluluğu Mundo Perfeito’nun If a window would open oyunu hayali olduğu kadar hayret uyandıracak derecede de tanıdık haber bülteni görüntüleriyle açılıyor. Oyun, bu geniş ekranın önündeki sandalyelere oturmuş dört oyuncunun seslendirmeleriyle, bu vakayı beklenmedik bir deneyime çeviriyor.
Sıradan haber görüntülerinin, uyumsuz seslendirmelerle şekillendirilmesi anlam üretimini sese yüklerken, oyunun dağarcığında ses ve dilin koşut kullanımı belirginleşiyor. 2039 tarihli haber bülteni felaketlerle ve kaotik gelişmelerle dolu distopik bir panoromayı, gelişmelerin dilde yarattığı etkiye sarmalayarak sunuyor. Bir yandan seller, kasırgalar, geri geri giden arabalar, havaalanlarını basan hedefsiz yolcularla sistem kaosa sürüklenirken, dil de bazı sözcüklerin anlamının değişmesi, aforoz edilmesi süreçlerinde çözülmeye başlıyor. Bireylerin ses senkronunu yitirmesiyle ilerleyen salgın, dilin bireylerin öz ifadelerini kurmadaki yetersizliğine işaret ediyor. Politikacıların “Bilmiyorum” beyanatlarıyla yükselen kriz, yeni bir dil üretme atılımlarıyla bastırılmaya çalışılsa da, giderek yayılan sessizlik salgının önüne geçilemiyor. Oyuncuların çocukluk ve gençlik dönemlerinden aktardıkları seslerine dair hikayelerle, sesin bireyin toplumsallaşma sürecindeki etkin konumunun altı çizilirken, sessizlik de toplumsal ve dilsel düzene karşı bir direniş olarak belirlenmiş oluyor. Read more